Orman yüksek mühendisi Aziz BOZATLI'nın 16.09.2021 tarihinde yapılan su çalıştayına gönderdiği bilgi notu

04.10.2021 11:42

DEĞERLİ GÜMÜŞKAYALILAR

 Su hayatımızın vazgeçilmezidir. O kadar ki, varlığı, yokluğu, kıtlığı, depolanması, kullanımı, paylaşımı, nakli, kirlenmesi, ticareti, ulaşım, enerji ve gıda üretimindeki rolü ve daha birçok yönü ile hayatımızın hemen her alanını kapsar. Küresel ısınma ve nüfus artışı ve daha başka nedenlerle dünyamızın birçok bölgesinde temiz suya erişim gittikçe güçleşmektedir. Bugün dünyada her 10 insandan 3’ünün güvenli içme suyuna erişimi bulunmuyor. 2050 yılına kadar 4 insandan 1’inin de suya erişiminde sorunlar yaşanacaktır. Ülkemizde şu sırada kişi başına düşen yıllık su miktarı 1400 m3 kadar olarak hesaplansa da göçmenler de dikkate alındığında çok değil 9 yıl sonra 2030 da kişi başına düşen su 1000 m3 civarına düşecek ve ülkemiz su fakiri ülkeler arasına katılacaktır. Giderek artan su sorunlarına dikkat çekmek için 22 Mart “Dünya Su Günü” olarak ilan edilmiştir.

Ülkemizdeki suyun dağılımı dengesizdir. Karadeniz ve Doğu Anadolu’da su fazlası varken, yurdumuzun diğer bölgeleri daha az su kaynaklarına sahiptir. Diğer taraftan ülkemizde Batı’ya doğru bir iç göç yaşanmaktadır. Her yıl daha çok insan Ülkemizin batı kentlerinde yaşamayı tercih etmektedir. Bu durum en çok Muğla’da ve özellikle de Bodrum’da kendini göstermektedir. Bodrumun kullanma suyunun büyük bölümünün komşu il Aydın’ın Çine Barajı’ndan sağlandığını ve o barajın da depoladığı suyun her geçen gün azaldığını hatırlatmak isterim.

Kısaca yaptığım bu değerlendirmeden anlaşılacağı üzere gün geçtikçe Bodrum’da suya erişmek güçleşecektir. Yaşadığımız Gümüşkaya Sitesi özeline geldiğimizde, kendi kuyularından su temin edilen sayılı sitelerden birinde yaşamaktayız. Gümüşkayalılar bunun kıymetini bilmeli ve sürdürülebilirliği konusuna odaklanmalıdırlar.

Bu güne kadar sitemizde arıtma suyu olduğundan bahçelerimizdeki ve ortak alanlardaki bitkilere ve ağaçlara gereğinden fazla su veriyorduk. Önümüzdeki yıldan itibaren arıtma suyumuz olmayacağına göre çok kıymetli olan kullanma suyumuzun aynı anlayışla bahçe sulamasında kullanamayacağımızın kesinlikle bilinmesi gerekir.

Gümüşkaya Su Çalıştayı’na sunulan bu kısa ve özet tebliğin konusu sitemizde bahçe sulamasında ve özellikle bitkiler için kullanılacak suyun en aza indirilmesidir. Aşağıda fazlaca teknik ayrıntıya girmeden her site sakinimizin okuyup anlayacağı şekilde bu konuda çok kısa ve basit bilgi verilecektir:

Bulunduğumuz Akdeniz coğrafyasında doğal olarak yaşayan kızılçam, fıstıkçamı, zakkum, sakız ağacı, zeytin, servi, Kıbrıs Akasyası her tür meşeler, defne, ve diğer maki florasının yaşamak için ayrıca sulamaya ihtiyacı yoktur. Bunlar kışın toprağın derinliklerinde depolanan suyu kullanırlar. Bunları fidan olarak dikiyorsanız ilk dikildiği yıl yaz kuraklığını atlatması için birkaç kere su verilebilir.  Orman teşkilatının diktiği 15 santimetre büyüklüğündeki fidanların su hiçbir sulama yapılmadan yetiştirildiğini hatırlatmak isterim.

Bu coğrafyada en az su kullanarak bitki yetiştirmek için neler yapılması gerektiğini ana başlıklarıyla belirtmek gerekirse;

1-SU İHTİYACI AZ OLAN AĞAÇ, AĞAÇCIK VE SÜS BİTKİLERİ TERCİH EDİLMELİDİR

Bu yöreye uygun su ihtiyacı az olan dekoratif süs bitkilerinin bazılarının isimlerini burada belirteceğim. İnternet ortamında bunların renkli resimlerine, çeşitli formlarına ve fidanının nereden temin edileceğine ulaşılabilir. Bunlardan bazıları;

Boyacı sumağı, katır tırnağı, defne, tespih (Stirax), keçi boğan, erguvan, yalancı akasya (kırmızı ve beyaz çiçek açanları var), katalpa, servi, bodur ardıç, hanım tuzluğu (bordo renkli), yukka, kaktüs sütleğen, İğde, sofora, mavi ve beyaz yasemin, ateş dikeni, civan perçemi..vb

2-BİLİNÇLİ BUDAMA YAPILMALIDIR

Ağaç, ağaçcık ve çalı formundaki odunsu bitkilerin suyu tüketen organları yapraklarıdır. Bu nedenle gereğinden fazla büyümüş dallar, aralara sıkışmış cılız dallar budanarak hem su tüketimi azaltılır hem de bitkiye güzel bir şekil verilebilir.  Dikilen süs bitkileri ilk yaşlardan itibaren bilinçli budanarak  yatay gelişmeleri ve boş alanları örtmeleri sağlanabilir.

3-AĞAÇ, AĞAÇCIK VE ÇALI FORMUNDAKİ BİTKİLERİN ÇEVRESİNDEKİ TOPRAĞIN SU DEPOLAMA KAPASİTESİ ARRTIRILMALIDIR

Bitki yetiştirmede en uygun metot doğanın taklit edilmesidir. Doğadaki bitkiler nasıl ki kışın kök gelişim alanındaki depolanan suyu kullanarak tüm yaz mevsimini sulanmadan geçirebiliyorsa biz de aynı yolu izlemeliyiz. Kışın yağan yağmurun fidan çevresinde toplanıp mümkün olduğunca derinlere gitmesini sağlamalıyız. Orman teşkilatının meyilli arazilerde teraslama yaparak fidan dikmesinin nedeni, yağan yağmurun yüzeysel akışa geçmeden teraslarda depolanmasını sağlamaktır. Küçücük fidanlar depolanan suyu kullanırlar ve o yıl derine giden kök yaparak hayatta kalırlar. Bu ağaçlandırmalarda aşağıda anlatacağım gibi ilk iki-üç yıl çapalama, ot alma ve kaymak kırma işlemi yapılır.

Genelde yapılan hata fidan dikerken küçük bir çukur kazılmasıdır. Çukur mümkün olduğunca derin kazılmalı, içindeki taşlar ve sert (küskü) malzeme alınmalı iyi toprak konarak bitki onun üzerine dikilmelidir. Böylece kökler gelişmek için yumuşak toprak bulmuş olur ve çevresinde kısmen su depolama alanı kazanılmış olur.

Fidanlar dikildikten sonra 1mx1m mümkünse 1,5mx1,5m lik çevresindeki alan 30-40 cm derinlikte bellenmeli veya çapalanmalıdır. Eğer bu alandaki toprak killi ise yani su verildiğinde sertleşiyor, kerpiçleşiyorsa fidanın çevresine bir kova kum (Bildiğimiz sıva kumu) dökülerek karıştırılır. Böylece fidan çevresinin su depolama kapasitesi arttırılmış olur. Yağan yağmur veya verilen su burada depolanır. Fidan o suyu uzun süre kullanır.

4-FİDAN ÇEVRESİNDEKİ SUYUN BUHARLAŞMASI VE YABANCI OTLARIN FİDANIN SUYUNA ORTAK OLMASI ÖNLENMELİDİR; [OT ALMA, ÇAPALAMA VE “MALÇLAMA” YAPILMALIDIR]

Fidanın çevresindeki yağmur suyu veya sulama maksadıyla verdiğimiz su iki yolla fidan kullanmadan  kaybolur.

Birincisi fidan çevresindeki yabancı otlardır. Bunlar daha fidan kullanmadan topraktaki suyu tüketirler. Bu yabancı otların çapalanıp olduğu yerde bırakılması gerekir.

İkincisi sıcaklığın etkisiyle toprağın ısınarak içindeki suyun buharlaşmasıdır. Eğer toprakta çatlaklar oluşursa çatlağın derine doğru ulaştığı son noktaya kadar tüm su buharlaşır. Bunun için toprağın çapalanması, çatlakların kapatılası gerekir. 

Ot alma ve çapalama sonrasında bu işleme sık sık mecbur kalmamak için “MALÇLAMA” yapılır.  Malçlama, çatlayan toprakta kaymak kırma, yarıkların doldurulması işleminden sonra çapalama artığı otlarla, çevredeki kuru dallarla tahta parçalarıyla veya hızar talaşı gibi bulunabilen her organik atıkla toprağın örtülmesidir. Böylece yabancı otların yetişmesine ve topraktaki suyun buharlaşmasına engel olunacaktır.

BİTKİNİN SU İHTİYACI NASIL ANLAŞILIR?

Tüm yukarıdaki önlemler alınınca bitkilerin su ihtiyacı son derecede azalacaktır. Yukarıda belirttiğim gibi bu coğrafyanın doğal bitkilerinin dikimden bir yıl sonra normal şartlarda sulamaya zaten ihtiyaçları kalmayacaktır. Diğer bitkilerin ve özellikle meyve ağaçlarının su ihtiyacı, yapraklarının hafif pörsümeye başlamasıyla anlaşılır. O zaman malçlama yapılan malzemeye hiç dokunmadan onun üzerinden veya hortumu altına uzatarak su verilir.

Ağaca fazla su verildiğinin göstergesi ise yaz ortasına veya sonbahara doğru gövdesinden “su sürgünü” olarak tanımlanan fazlaca sürgünün çıkmasıdır.

Yukarıdaki çok özet ve anlaşılabilir açıklamalar doğrultusunda su kullanımı, sitemizi susuz kalma riskinden korurken bizler de çevreye duyarlı, uygar yurttaş bilinçli üye olma sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz.

Sitemizde hiçbir estetik değeri olmayan, komşusunun manzarasını kapatan, kökleriyle alt yapılara ve binalara zarar verebilecek ağaçların her üye tarafından gönüllü olarak yukarıdaki dekoratif süs bitkileriyle değiştirilmesi, evlerimizin ve çevremizin peyzajını daha da iyileştirecektir.

Şurasını hiç utmayalım ki, gereğinde fazla su vermenin bitkiye bir faydası yoktur. Gereğinden fazla sulama deyim yerindeyse fazla yemek yiyen obez insan gibi bitkinin de fazla dallanmayla şeklini bozarak budama ihtiyacını arttırır. Her gün sitemiz traktörü ile toplanan bitkisel atıkların büyük bölümü, gereksiz bitki atıkları olup, bunlar bir bakıma binlerce ton israf edilmiş su demektir. Saygılarımla. 15-92021

                                                                                                               Aziz Bozatlı

                                                                                            Eski Mersin Orman Bölge müdürü

                                                                                Eski Orman Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı

Sosyal Medya