DEĞERLİ
GÜMÜŞKAYALILAR
Su hayatımızın vazgeçilmezidir. O kadar ki,
varlığı, yokluğu, kıtlığı, depolanması, kullanımı, paylaşımı, nakli,
kirlenmesi, ticareti, ulaşım, enerji ve gıda üretimindeki rolü ve daha birçok
yönü ile hayatımızın hemen her alanını kapsar. Küresel ısınma ve nüfus artışı
ve daha başka nedenlerle dünyamızın birçok bölgesinde temiz suya erişim
gittikçe güçleşmektedir. Bugün dünyada her 10 insandan 3’ünün güvenli içme
suyuna erişimi bulunmuyor. 2050 yılına kadar 4 insandan 1’inin de suya
erişiminde sorunlar yaşanacaktır. Ülkemizde şu sırada kişi başına düşen yıllık
su miktarı 1400 m3 kadar olarak hesaplansa da göçmenler de dikkate alındığında
çok değil 9 yıl sonra 2030 da kişi başına düşen su 1000 m3 civarına düşecek ve
ülkemiz su fakiri ülkeler arasına katılacaktır. Giderek artan su sorunlarına
dikkat çekmek için 22 Mart “Dünya Su Günü” olarak ilan edilmiştir.
Ülkemizdeki
suyun dağılımı dengesizdir. Karadeniz ve Doğu Anadolu’da su fazlası varken,
yurdumuzun diğer bölgeleri daha az su kaynaklarına sahiptir. Diğer taraftan
ülkemizde Batı’ya doğru bir iç göç yaşanmaktadır. Her yıl daha çok insan
Ülkemizin batı kentlerinde yaşamayı tercih etmektedir. Bu durum en çok Muğla’da
ve özellikle de Bodrum’da kendini göstermektedir. Bodrumun kullanma suyunun
büyük bölümünün komşu il Aydın’ın Çine Barajı’ndan sağlandığını ve o barajın da
depoladığı suyun her geçen gün azaldığını hatırlatmak isterim.
Kısaca
yaptığım bu değerlendirmeden anlaşılacağı üzere gün geçtikçe Bodrum’da suya
erişmek güçleşecektir. Yaşadığımız Gümüşkaya Sitesi özeline geldiğimizde, kendi
kuyularından su temin edilen sayılı sitelerden birinde yaşamaktayız.
Gümüşkayalılar bunun kıymetini bilmeli ve sürdürülebilirliği konusuna odaklanmalıdırlar.
Bu
güne kadar sitemizde arıtma suyu olduğundan bahçelerimizdeki ve ortak
alanlardaki bitkilere ve ağaçlara gereğinden fazla su veriyorduk. Önümüzdeki
yıldan itibaren arıtma suyumuz olmayacağına göre çok kıymetli olan kullanma
suyumuzun aynı anlayışla bahçe sulamasında kullanamayacağımızın kesinlikle
bilinmesi gerekir.
Gümüşkaya
Su Çalıştayı’na sunulan bu kısa ve özet tebliğin konusu sitemizde bahçe sulamasında
ve özellikle bitkiler için kullanılacak suyun en aza indirilmesidir. Aşağıda fazlaca
teknik ayrıntıya girmeden her site sakinimizin okuyup anlayacağı şekilde bu
konuda çok kısa ve basit bilgi verilecektir:
Bulunduğumuz
Akdeniz coğrafyasında doğal olarak yaşayan kızılçam, fıstıkçamı, zakkum, sakız
ağacı, zeytin, servi, Kıbrıs Akasyası her tür meşeler, defne, ve diğer maki
florasının yaşamak için ayrıca sulamaya ihtiyacı yoktur. Bunlar kışın toprağın
derinliklerinde depolanan suyu kullanırlar. Bunları fidan olarak dikiyorsanız
ilk dikildiği yıl yaz kuraklığını atlatması için birkaç kere su
verilebilir. Orman teşkilatının diktiği
15 santimetre büyüklüğündeki fidanların su hiçbir sulama yapılmadan
yetiştirildiğini hatırlatmak isterim.
Bu
coğrafyada en az su kullanarak bitki yetiştirmek için neler yapılması
gerektiğini ana başlıklarıyla belirtmek gerekirse;
1-SU
İHTİYACI AZ OLAN AĞAÇ, AĞAÇCIK VE SÜS BİTKİLERİ TERCİH EDİLMELİDİR
Bu
yöreye uygun su ihtiyacı az olan dekoratif süs bitkilerinin bazılarının
isimlerini burada belirteceğim. İnternet ortamında bunların renkli resimlerine,
çeşitli formlarına ve fidanının nereden temin edileceğine ulaşılabilir.
Bunlardan bazıları;
Boyacı
sumağı, katır tırnağı, defne, tespih (Stirax), keçi boğan, erguvan, yalancı
akasya (kırmızı ve beyaz çiçek açanları var), katalpa, servi, bodur ardıç,
hanım tuzluğu (bordo renkli), yukka, kaktüs sütleğen, İğde, sofora, mavi ve
beyaz yasemin, ateş dikeni, civan perçemi..vb
2-BİLİNÇLİ
BUDAMA YAPILMALIDIR
Ağaç,
ağaçcık ve çalı formundaki odunsu bitkilerin suyu tüketen organları
yapraklarıdır. Bu nedenle gereğinden fazla büyümüş dallar, aralara sıkışmış
cılız dallar budanarak hem su tüketimi azaltılır hem de bitkiye güzel bir şekil
verilebilir. Dikilen süs bitkileri ilk
yaşlardan itibaren bilinçli budanarak
yatay gelişmeleri ve boş alanları örtmeleri sağlanabilir.
3-AĞAÇ,
AĞAÇCIK VE ÇALI FORMUNDAKİ BİTKİLERİN ÇEVRESİNDEKİ TOPRAĞIN SU DEPOLAMA
KAPASİTESİ ARRTIRILMALIDIR
Bitki
yetiştirmede en uygun metot doğanın taklit edilmesidir. Doğadaki bitkiler nasıl
ki kışın kök gelişim alanındaki depolanan suyu kullanarak tüm yaz mevsimini
sulanmadan geçirebiliyorsa biz de aynı yolu izlemeliyiz. Kışın yağan yağmurun
fidan çevresinde toplanıp mümkün olduğunca derinlere gitmesini sağlamalıyız.
Orman teşkilatının meyilli arazilerde teraslama yaparak fidan dikmesinin nedeni,
yağan yağmurun yüzeysel akışa geçmeden teraslarda depolanmasını sağlamaktır.
Küçücük fidanlar depolanan suyu kullanırlar ve o yıl derine giden kök yaparak hayatta
kalırlar. Bu ağaçlandırmalarda aşağıda anlatacağım gibi ilk iki-üç yıl
çapalama, ot alma ve kaymak kırma işlemi yapılır.
Genelde
yapılan hata fidan dikerken küçük bir çukur kazılmasıdır. Çukur mümkün
olduğunca derin kazılmalı, içindeki taşlar ve sert (küskü) malzeme alınmalı iyi
toprak konarak bitki onun üzerine dikilmelidir. Böylece kökler gelişmek için
yumuşak toprak bulmuş olur ve çevresinde kısmen su depolama alanı kazanılmış
olur.
Fidanlar
dikildikten sonra 1mx1m mümkünse 1,5mx1,5m lik çevresindeki alan 30-40 cm
derinlikte bellenmeli veya çapalanmalıdır. Eğer bu alandaki toprak killi ise
yani su verildiğinde sertleşiyor, kerpiçleşiyorsa fidanın çevresine bir kova
kum (Bildiğimiz sıva kumu) dökülerek karıştırılır. Böylece fidan çevresinin su
depolama kapasitesi arttırılmış olur. Yağan yağmur veya verilen su burada
depolanır. Fidan o suyu uzun süre kullanır.
4-FİDAN
ÇEVRESİNDEKİ SUYUN BUHARLAŞMASI VE YABANCI OTLARIN FİDANIN SUYUNA ORTAK OLMASI ÖNLENMELİDİR;
[OT ALMA, ÇAPALAMA VE “MALÇLAMA” YAPILMALIDIR]
Fidanın
çevresindeki yağmur suyu veya sulama maksadıyla verdiğimiz su iki yolla fidan
kullanmadan kaybolur.
Birincisi
fidan çevresindeki yabancı otlardır. Bunlar daha fidan kullanmadan topraktaki
suyu tüketirler. Bu yabancı otların çapalanıp olduğu yerde bırakılması gerekir.
İkincisi
sıcaklığın etkisiyle toprağın ısınarak içindeki suyun buharlaşmasıdır. Eğer
toprakta çatlaklar oluşursa çatlağın derine doğru ulaştığı son noktaya kadar
tüm su buharlaşır. Bunun için toprağın çapalanması, çatlakların kapatılası
gerekir.
Ot
alma ve çapalama sonrasında bu işleme sık sık mecbur kalmamak için “MALÇLAMA”
yapılır. Malçlama, çatlayan toprakta
kaymak kırma, yarıkların doldurulması işleminden sonra çapalama artığı otlarla,
çevredeki kuru dallarla tahta parçalarıyla veya hızar talaşı gibi bulunabilen
her organik atıkla toprağın örtülmesidir. Böylece yabancı otların yetişmesine
ve topraktaki suyun buharlaşmasına engel olunacaktır.
BİTKİNİN
SU İHTİYACI NASIL ANLAŞILIR?
Tüm
yukarıdaki önlemler alınınca bitkilerin su ihtiyacı son derecede azalacaktır.
Yukarıda belirttiğim gibi bu coğrafyanın doğal bitkilerinin dikimden bir yıl
sonra normal şartlarda sulamaya zaten ihtiyaçları kalmayacaktır. Diğer
bitkilerin ve özellikle meyve ağaçlarının su ihtiyacı, yapraklarının hafif
pörsümeye başlamasıyla anlaşılır. O zaman malçlama yapılan malzemeye hiç
dokunmadan onun üzerinden veya hortumu altına uzatarak su verilir.
Ağaca
fazla su verildiğinin göstergesi ise yaz ortasına veya sonbahara doğru gövdesinden
“su sürgünü” olarak tanımlanan fazlaca sürgünün çıkmasıdır.
Yukarıdaki
çok özet ve anlaşılabilir açıklamalar doğrultusunda su kullanımı, sitemizi
susuz kalma riskinden korurken bizler de çevreye duyarlı, uygar yurttaş bilinçli
üye olma sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz.
Sitemizde
hiçbir estetik değeri olmayan, komşusunun manzarasını kapatan, kökleriyle alt
yapılara ve binalara zarar verebilecek ağaçların her üye tarafından gönüllü
olarak yukarıdaki dekoratif süs bitkileriyle değiştirilmesi, evlerimizin ve
çevremizin peyzajını daha da iyileştirecektir.
Şurasını
hiç utmayalım ki, gereğinde fazla su vermenin bitkiye bir faydası yoktur. Gereğinden
fazla sulama deyim yerindeyse fazla yemek yiyen obez insan gibi bitkinin de
fazla dallanmayla şeklini bozarak budama ihtiyacını arttırır. Her gün sitemiz
traktörü ile toplanan bitkisel atıkların büyük bölümü, gereksiz bitki atıkları
olup, bunlar bir bakıma binlerce ton israf edilmiş su demektir. Saygılarımla.
15-92021
Aziz Bozatlı
Eski Mersin Orman Bölge müdürü
Eski Orman Bakanlığı
Strateji Geliştirme Başkanı